Ana içeriğe atla

MADALYONUN İKİ YÜZÜ: MANA ve ANLAM (1)

Birbiri yerine sıkça kullandığımız iki kelimedir "anlam" ve "mana". İlk bakışta eş anlamlı gibi gelse de bu iki kelime arasında önemli bir fark vardır. Kökeni itibarıyla mana kelimesi, konuşanın sözüyle kastettiği şeydir. Mesela “Mana, şairin aklındadır” denir ki bu şiirle ne kastettiğini en iyi şairin kendisi bilir demektir. Anlam (mefhum) ise sözü söyleyenin kastettiği değil; muhatabın anladığı şeydir. Şu halde mana sözün mütekellim cephesini, anlam ise muhatap cephesini temsil eder.

İmdi, bize bir söz tevcih edildiğinde üç ihtimal vardır: Doğru anlama, yanlış anlama ve anlamama. Mütekellimin kastettiği ile bizim anladığımız birbiriyle örtüşüyorsa doğru anlamadan; mütekellim bir şey kastetmiş, biz başka bir şey anlamışsak yanlış anlamadan söz ederiz. Sözü duyduğumuzda zihnimizde sadece “ne dedi?” sorusu oluştuğunda ise mesajı anlamamışız demektir.

Anlamama, ya sözü iyi duymamaktan ya da cümleyi teşkil eden kelimelerden birinin/bir kısmının anlamını bilmemekten kaynaklanır. Yanlış anlama ise sözün hakikat-mecaz, müştereklik, umum-husus gibi farklı anlam ihtimallerine açık olmasından kaynaklanır.

Canlı iletişimde kelimelerden arta kalan boşluğu ortam doldurduğu için yanlış anlama bir metne nispetle daha azdır. Metinlerde ise boşluğu dolduran kanlı canlı bir bağlam yoktur ve okuyucu, dilin doğası gereği farklı anlam ihtimallerine açık kupkuru bir metinle karşı karşıyadır. Mesela Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye romanını biri İstanbul'un Harbiye semtinde, diğeri başka bir şehirde oturan iki okurun aynı düzeyde anlaması mümkün değildir; çünkü İstanbul harici bir şehirde oturan okurun zihninde Fatih ve Harbiye'ye ilişkin hiçbir tasavvur olmadığı için yazarın söz ettiği mekanları yeterince canlandıramaz. Doğru tasavvur konusunda en az mekan boyutu kadar önemli bir diğer boyut ise zamandır. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Gözünü açınca cep telefonunu ve tablet bilgisayarı görmüş bir zamane çocuğuna “jeton düşmüyor” deseniz büyük ihtimalle ne dediğinizi anlamayacak; yani jetonu düşmeyecektir.

Hasılı, hangi alana ait olursa olsun okuduğumuz bir metin, zaman ve mekan açısından bizimle aynı dili konuşmuyor ve aynı kültür havzasına dökülmüyorsa az veya çok anlama problemleri yaşayacağımız aşikardır. Vallahu a'lem. 

Yorumlar